1- Al Allah’ım kulunu, zapteyle delini = Bir işin sonucunu düşünmeden o işe gireceğim diyen ve engel olunamayan, o işe mutlaka giren kimseler için söylenir.
2- Allah’a bir can borcu olmak = Kimseye borcu, vereceği olmamak. Dünyada borç olarak Allah’a vereceği canı taşır olmak.
3- Allah’ın inayeti = Allah’ın yardımı. Zor durumda kalanları Allah’ın rahata kavuşturması. Ferahlatması.
4- Azrail’e bir can borcu kalmak = Kimseden çekinmemek, kimseye borcu olmamak. Bir gün nasıl olsa öleceğine inanmak.
5- Bu abdestle çok namaz kılınır = Kişinin başından geçen bir olaydan aldığı ders çok uzun sürer, kişi kendisini ve davranışını bu etkiden, tecrübeden zor kurtarır.
6- Cami yıkılmış ama mihrap yerinde = Kadınlar için kullanılır. Yaşlandığı halde güzelliğini kaybetmemiş, hala alımlı.
7- Canı cehenneme = Çok sıkıldım. Benden uzakta olsun da ne kadar kötü durumda olursa olsun. Beni ilgilendirmez.
8- Cehennem azabı = Büyük üzüntü. Kişiyi canından bezdirecek kadar büyük üzüntü, sıkıntı.
9- Cehenneme kadar yolu var = Kötülükler içinde kalsın. Gözümün önünde kalmasın, gitsin.
10- Cehenneme atsalar, odun yaş diye bağırır = Münasebetsiz bir kimsedir. Her konuya itiraz eder. Hiçbir şeyi beğenmez.
11- Cennetin kapısını açmak = Etrafındakilere çok büyük iyilik yapıp ahiret mutluluğunu kazanmak.
12- Cin çarpmak = Aniden fenalaşmak. Bilinmeyen bir sebeple fenalaşmak. Çarpılmak. Bir tarafı tutmaz olmak.
13- Cin olmadan adam çarpıyor = Yetenekleri olmadığı halde, çok yetenekliymiş gibi davranıyor. Etrafındaki kimseleri kandırmaya çalışıyor.
14- Cinle cirit oynamak = Çok ıssız olmak, kimse bulunmamak. Korkulacak derecede ıssız olmak.
15- Cinleri başına toplanmak = Çok kızmak, öfkelenmek. Çok sinirlenmek.
16- Cinleri tepesine çıkmak = Çok sinirlenmek. Asabileşmek. Öfkelenmek.
17- Eyyüp sabrı = En zor şartlarda büyük zorluklardan şikâyet etmemek, sabır ile taşkınlık göstermeden katlanmak.
18- Hacı bildiğimizin haçı boynundan çıktı = Çok iyi olarak bildiğimiz ve kendini çok iyi olarak gösteren kimsenin gerçek yüzünün böyle olmadığı, çok kötü bir kimse olduğu meydana çıktı, anlaşıldı.
19- Hangi peygambere kulluk edeceğini şaşırmak = Kime inanacağına, kimin sözünü dinleyip yerine getireceğine karar verememek, şaşkın olmak.
20- Hazreti Nuh’tan kalma = Çok eski, eskiden kalma. Çok eskiden kalma.
21- Helal olsun = Yaptığım hiçbir şey için karşılık beklemiyorum, her şeyi karşılıksız yaptım, bağışlıyorum. Gönül rızam ile bağışlıyorum.
22- Helal süt emmiş = Doğru, temiz karakterli. Başkaları için kötülük düşünmeyen. Her zaman doğruluktan ayrılmayın.
23- İmam suyu = Rakı.
24- İşi Allah’a kalmış = Kimse kendisine yardım etmiyor. Yardım edilse de faydası yok. İşi hemen hemen yapılamaz.
25- Medine fukarası gibi dizilmek = Bir iş yaptırmak için sıra sıra dizilip uzun zaman beklemek.
26- Melek gibi kimse olmak = İyi huylu, anlayışlı, sakin, uysal olmak.
27- Nuh der peygamber demez = Çok inatçı olmak. Düşüncelerini hiçbir zaman değiştiremez.
28- Nuh Nebi’den kalma = Çok eski, eskiden kalma. Modası çoktan geçmiş.
29- Şeytan azapta gerek = İstenmeyen, sevilmeyen birine isteyerek eziyet etmek, eziyet edilmesine göz yummak.
30- Şeytan görsün yüzünü = O kimse ile birlikte olmayı kesinlikle istemiyorum. Onu sevmiyorum, görmek istemiyorum.
31- Şeytan kulağına kurşun = Allah kötülüklerden saklasın, nazar değmesin anlamında; yolunda giden bir iş, bir konu için kullanılır.
32- Şeytana pabucunu ters giydirmek = Kurnaz, hileci, aldatıcı olmak; çok kurnaz olmak.
33- Şeytana uymak = Kötü yola sapmak, doğru yoldan ayrılmak, kötü işler yapmaya başlamak.
34- Şeytanın art ayağı = Çok zeki, yaramazca çocuk.
35- Şeytanın bacağını kırmak = Günah işlemekten, kötü işler yapmaktan kendini alıkoymak. Yapılamayan bir işi başlatmak, gidilemeyen bir yeri gidilir, gelinir hale getirmek.
36- Takke düştü, kel göründü = Kötülükleri, eksikleri gizleyen etmen ortadan kalkınca bütün kötülük ve çirkinlikler açığa çıktı.
37- Tanrı misafiri = Davetsiz gelen, uğur getirdiğine inanılıp hoş tutulan misafir.